22 Şubat 2017 Çarşamba

 

Milli mücadele sıralarında Anadolu köylüsü ile bir Türk aydını ...
Şuan bile süren cehalete karşı savaşın acı taraflarını ,önyargıları anlatan bir roman. Okurken Anadolu köylüsüne o kadar kızıyorsunuz ki o zamana gidip ulan be adam uyan uyan diye yüzlerini şamarlamak geliyor içinizden. Kitaptaki baş karakter Ahmet Celal'e bazen neden birşey yapmıyor diye sayfalardan içeri girip hadi bunlar bilmiyor sen neden tepkini daha yüksek göstermiyorsun diye küplere bindim-bunu yazarken bile sinirlendim-.
Türk aydını ve Anadolu köylüsünün en sert çatışmalarını görürken yanında da her ne kadar aydın olsa da hayvansal iç güdülerine teslim olan aydının köylü kızına aşkınada şahit oluyorsunuz.

       Bize anlatılan fedakar Türk köylüsü imajını yerle bir eden karın tokluğuna her şeyini verecek olan bir köylüyü görüyoruz. Gerçekler bazı sayfalarda ağır geliyor. Bu kadar mı herşey diye sorduğunu bölümler oluyor. Zeynep Kadını meşe odunuyla dövmek istiyorsunuz. Askere gitmemek için her gün dua edenlere şahit oldukça (en azından ben) yazıklar olsun demek istiyorsunuz.
   
   O yıllardan beri yabancı güçlerin Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını nasıl yanlış halka empoze ettiklerine şahit oluyorsunuz..

         Bu çatışmanın sonunda tek bir cümle yine Türk aydının sözleri Anadoluyu özetliyor aslında....  


“Onları, ben küçük sığırtmacın ölüsü başında affettim. Ve bu umumi facia anında hepsine, hatta Salih Ağa'ya bile hakkımı helal ediyorum. Bunların hiçbiri ne yaptığını bilmiyor.'' .... 




   
       

25 Nisan 2015 Cumartesi

ERKİN KORAY

Şu yıllarda unutulmaya yüz tutan Anadolu Rock'ın en sağlam temsilcilerinden Erkin Koray...
  Her ne kadar yaşlanmış olsada, Erkin Koray'ın farkettirmeden hemen hemen her tv programında bir eseri ile kendini yaşattığını düşünüyorum...

 Yaşım bu devi anlatmaya yetmeyecek kadar küçük olsada çok küçük yaşta ilk müzik deneyimimi yaşadığım sanatçı... Daha anasınıfına giderken bundan 11 sene önce Şile'de konserine gitmek için 6 yaşındaki bir çocuk bayağı çırpınmıştı. Bu çırpınış sonucunda Türk müziğinin yaşayan devini görmeyi başarmıştı. Konserde her ne kadar elektirik kesintisi yaşansada o zamanlar iyi ki gitmek için tutturmuşum... Çünkü o seneden beri bir daha hiç canlı dinleme fırsatı bulamadım.


      Eskiden arabada defalarca dinlediğimiz Erkin Koray kaseti şimdi evdeki radyo teypte çalmakta... Eskisi gibi dönüyor kaset... Tek değişen şey şarkının sözlerini anlayabilmem... Çili çiliyi değilde ,çivi çiviyi söküyormuş mesela...
    Arabada efsane düetlerle Erkin Koray şarkılarına eşlik eden Nazlı ve Hilal Hanıma selam olsun :))
 
FESUPHANALLAH: https://youtu.be/CdF5fX9hjvc

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Kyle Xy : Diziden öte , insan beyninin mükemmelliğinin kanıtı



     İnsan beyninin mükemmelliğini diziden anlayacak kadar salak mısın diyebilirsiniz. (Cesaretiniz varsa :) ) Bayağı eski bir dizi aslında.Dizide her yerde olduğu gibi küçük aşk hikayeleride geçse ben bunları görmezlikten geliyorum. Dizinin ana teması -bence- bilim, teknik, insanın mükemmelliği.
           
         Diziden biraz bahsetmem gerekirse göbek deliği bulunmayan 16 yaşında-sanırım 16 izleyeli bayağı oldu- bir çocuğun bulunmamasıyla başlıyor.(Bundan sonra yazacaklarım büyük ölçüde spoiler içermektedir.) Göbek deliğinin olmama sebebi bir adamın yani yaratıcısı diyebiliriz yapay bir rahimde yani küvezde bir çocuk oluşturmasından dolayı. Çocuğun zekası %100 oranla çalışırken yapabildikleride haliyle doğaüstü gözüküyor.
       
       İzleyemenizi istediğimden dolayı pek detaya girmek istemiyorum fakar dizide beni çok etkileyen cümleler vardı ; ''insan beyni maddeden üstün olduğu için herşeyi kontrol edebilir'' gibi. Saçma diyen varsa kusura bakmayın o sizin potansiyelinizin farkında olmamanızın verdiği aptallıktır.      

        Acı olan birşey var dizide. Nedenini bilmiyorum ama herşey yeni başlıcakken sorulara yanıt bulmuşken dizi final yapıyor. Çok üzülmüştüm kesinlikle devam etmeliydi,daha çok bilgiyle, daha çok araştırmacı karakterlerle, daha çok gizemle. Yazık olmuş anliyacağınız.

    Benim gibi bilime düşkün çılgın profösör tarzlarını seviyorsanız kesinlikle izlemeniz gereken bir dizi.

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Aynı Yıldızın Altında -Sonuç Olarak-


Kitabın şanı yayınlı meraktan alanlardanım. Aşk konusunu işlendiği her yerde saçmalık olduğunu düşünürüm.Bu yüzden kitabı elime aldığımda  başlangıçtaki bir kitaptan alıntı ilgimi çekti ve okumam gerekiyormuş gibi hissettim;
Su gelgitle yükselirken Hollandalı Lale adam okyanusa baktı.''Birleştirici,tersleyici,zehirleyici,gizleyici,tecelli edici.Bak nasıl da yükselip alçalıyor, herşeyi beraberinde götürüyor.  
''Ne o? diye sordum. ''Su,'' dedi Hollandalı. ''Tabi birde vakit.'' 
  - Peter Van Houten  ,Görkemli Izdırap
          Bu sözler insanı öylesine çekiyor ki açıp acaba yazarın kitabı nerde var diye bir bakmıştım ki herşey John Green'in hayal gücüymüş. Bir an durup hasss.. diyebiliyorsunuz ki bunu kitabı okursanız daha iyi anlayabilirsiniz. Kitabın ana konusuna gelince klasik aşk tek fark iki gencimizinde kanser olmasından dolayı ölümcül  olması. Kitapta bana göre okunmaya değecek pek birşey yok ama öyle can alıcı sözler barındırıyor ki şöyle durup bir düşünüyorsunuz... ''Acı hissedilmeyi talep eder.'' gibi, tabi bu basit örneklerdendi. 
        Birde bunun filmi çıktı duymuşsunuzdur. Kitabı okursanız filmi izlenidiğinizde bu ne lan böyle tepkisi verebilirsiniz. 
        Kitaba olumsuz eleştiri yağdırabilirim. Fakat eserdir saygıyla önünde eğiliyorum. Ne çok iyi bir kitap ne çok kötü. Okuyun ama size öylepek bir kazanç sağlayacağını düşünmüyorum tabii lisede değilseniz ve aşk dolu saçma hayaller kurmuyorsanız. 
 (Bu sefer kitabın sonunu okudum :) ) 

NOT: Artık heryerde o kadar çok gif ve fragman vsvs var ki okumanıza ve izlemenize gerek yok, ayrıca zaten kitabın yarısı PEKİ sözü ile geçiyor.


4 Ağustos 2014 Pazartesi

Soğukçeşme'nin Sıcak Mekanı


        Soğukçeşme sokağındaki çizerler için en sıcak yer burası. Uzaktan birkaç serseri mi boyamış gibi bakıyorsunuz ama içeri tekrar bir bakınca kafanızda başlıyor resimlerin fısıltıları... Korkma ben sanat dercesine fısıldayan resimlere gidiyorsunuz.


Yavaş yavaş yaklaştıkça duvardaki yazılarda  neler olup bittiğini bize ip uçları ile anlatmaya başlıyor sanki. Baktıkça kayboluyosunuz, baktıkça merakınız son noktasına geliyor...

 
Yazıları okurken içeri girip girmemekte terddüt ediyorsunuz fakat merdivenin üstündeki yazı size yol gösteriyor:
''Art Gallery, Don't scared. You will like.''  Küçük bir gülümseme yayılıyo daha sonrasında... İçeriye girmek için koridordan geçerken yine duvarlar sizi bekletmeyi beceriyor açıkçası. İçeriye  girdiğinizde İlhami Atalay'ın  kurduğu kocaman dünyaya kapılıyorsunuz. Bir sürü eser,hepsi ayrı ayrı duygular ayrı ayrı düşünceler, sonsuz hayal gücü ve eşsiz zekanın kurduğu bir dünya. İçeriye girdiğinizde öyle kaptırıyorsunuz ki ben fotoğraf çekmeyi unuttum açıkçası. İstanbul'un saçmalıklarına bir kaç saatte olsa ara verebileceğiniz muhteşem bir yer. Çizerler ve hayallere meyilliler kesinlikle gitmeli...

4 Mart 2014 Salı

Türkiye'nin paso gürültü insanları

     


       Evet anne babalarımızın yada dede ve nenelerimizin Rock&Metal müziğe verdikleri Türkiye'nin pasa gürültülerini yapan zoru seven insanlara bir selam çakıcaz. 
       
  Bu olguyu oluşturan zihniyete çok sövmek isterdim gerçekten ama herkesin müzik algısı başka tabii. 
Öncelikle bu gün Doğu Yücel'in paylaştığı bir gruplar birkez daha vay anasını Türk mü la bunlar dediğim Murder King grubundan söz edelim..  
Meraklı vatandaşlarımıza bir parça: https://t.co/bEOFPz7GeD
Türklerden iyi metal yapan diyenlere nah çekmek için çıkmış adeta grup... Eleştiri tarzları ve olaya yaklaşımları özellikle bu şarkılarında beni alnımın tam ortasından vurdu açıkçası.. Dürüst olmak gerekirse bu abiler hakkında pek birşey bilmiyorum.. Youtube amca saolsun bi kaç şarkılarını dinledim fena değil Türk standartlarının üstündeler. Meraklınız varsa siz araştırın benden bir öneriydi sadece. 
Gelelim Groza'ya yine bir Türk metalci abimiz... Bahsetmeden önce bi dinleyimde öle okuyayım cahil cahil kalmayayım derseniz eğer : https://t.co/3mphSD2Gab 
 Bu adam buralarda harcanıyor a.... diye çığlığı bastım evet... Bunuda bu gün gezinirken buldum (gelmiş 2 dk vidyoyla eleştiriyor sürtük  diyenler hepinizi öperim) . Dinleyin bu adamı sözleri falan anlamıyosanız bile dinleyin anlamlı iddaa ediyorum. Ses biraz düşük mü. 
Yeni veledler buldukça buralara eklicem bu günlük 2 inciyle yetinin..alıyor sankiii ama s.... edin buldunuz buna şükredin kafirler!!!... Ben buldum siz araştırın geliştirin dinleyin.